Kültürde Yozlaşma: Başlangıç
Hepimiz zaman zaman kültürümüzün yozlaşmasından dolayı bir endişe duymuşuzdur. Birçoğumuz bu gidişatı değiştirmek için hiçbirşey yapmıyoruz. Ama yozlaşmayı durdurmaya çalışanların bir çoğu da boşa kürek çekiyor! Ne yazık ki bu çok acı bir gerçek.
Değişim çocukken başlar yavaş yavaş olur. 40 yaşına kadar kendi öz kültürünü yaşamış bir kimseyi değiştiremez, farklılaştıramazsınız. Gerçekten de bunu yapmak deveye hendek atlatmaktan daha zordur. İşte kültür mühendislerinin en çok önem verdiği nokta da budur. Onlar basın ve yayım organlarını kullanarak bugün yurdun en ücra köşelerine kadar kolayca ulaşıp, oradaki saf insanlara ulaşarak, medenileşme ve modernleşme adı altında insanlara kendi şarkılarını dinletip, kendi süper kahramanlarını izletiyorlar. Bunun kısa vadede çok fazla bir zararı yoktur. Ama uzun vadede bir kültürün tamamiyle yok olmasına sebep olabilir. Şöyle ki bu proğramı seyreden bir ebeveyn pek fazla etkilenmez, ama onun yanındaki küçük çocuğu bu proğramları seyrede seyrede gördüğü şeyleri kendisinin olarak benimser ve bunu kendisiyle özleştirir. Esas ve en büyük tehlike buradadır. Eğer çocuğumuz varsa ve iyi bir gözlemciysek onun yalnız başınayken kendi kendine bu yabancı şarkıları mırıldandığı, oynadığı oyunlarda Spiderman, Batman gibi isimler aldığını çok rahatlıkla gözlemleyebiliriz. Daha sonra bu çocuk büyür, bir iş sahibi olur ve dükkanına yabancı bir isim verir. Seyrettiği filmlerin Türkçe alt yazılı olmasına özen gösterir, çocuğunu yabancı okullara göndermek için para karşılığı kura çektirir sıra bekler.
Sizlere son sözüm şu, eğer kendinizi bu bataklıktan kurtaramıyorsanız küçük kardeşinizi, çocuklarınızı kurtarmak için çaba sarfediniz. Onların yabancı kültürün tesiri altında büyümemeleri için gerekli özeni gösterip, onlara kendi öz kültürlerini anlatınız ve bunu yaşamalarını sağlayınız. Bu, mücadeleye yaptığınız en büyük katkı olur.
Unutmayın ki en büyük yatırım geleceğe yapılan yatırımdır…
Saygılarla
Merhaba.
Yazdıklarınıza katılıyorum fakat bir şey dikkatimi çekti. Aynen aktarıyorum :
“Daha sonra bu çocuk büyür, bir iş sahibi olur ve dükkanına yabancı bir isim verir. Seyrettiği filmlerin Türkçe alt yazılı olmasına özen gösterir, çocuğunu yabancı okullara göndermek için para karşılığı kura çektirir sıra bekler.”
Çok büyük bir genelleme yapmışsınız ve ben bir sinema sever olarak bundan rahatsızlık duydum. Eğer film hangi toplumdan çıktıysa o dilde izlenmelidir ki hem filmin orjinal sesleri tamamiyle korunsun hem de filmin ruhu korunsun. Zira bir Matrix dublajı faciamız vardır ki sormayın.
Çok doğru bir konuya parmak basmışsınız tebrikler.
evet o kısmı biraz daha açmam gerekirdi.Şahsen bende birçok filmde bir seçim yapmam gerekseydi gerek sesin gerekse görüntünün daha kaliteli olması bakımında altyazılı filmi seçerdim.
Ama şöyle bir durum var ki
7 yaşındaki bir çocuğun izleyeceği çizgifilm bile altyazılı olabiliyor, hatta türkçe olsa bile ingilizcesi altyazılı olarak geçiyor.Benim rahatsızlık duyduğum nokta budur.Bunun bir hakaret olduğunu kabul etmekten başka bir seçenek bulamıyorum…
yazdıklarınıza bayılıyorum.çok içten ve çok gerçekçi yazıyorsunuz!tebrik ediyorum sizi saygılarımla….
görselliktir insanı en çok etkileyen,örnek olmak öğütten yeğdir.
önce kendimizi düzeltmeli sonra çevremizin düzelmesini sağlamalıyız,düzgün konuşarak tabi.konuşmadır görmedir kültürü taşıyan.
Merhaba.
Yazdıklarınıza katılıyorum fakat bir şey dikkatimi çekti. Aynen aktarıyorum :
“Daha sonra bu çocuk büyür, bir iş sahibi olur ve dükkanına yabancı bir isim verir. Seyrettiği filmlerin Türkçe alt yazılı olmasına özen gösterir, çocuğunu yabancı okullara göndermek için para karşılığı kura çektirir sıra bekler.”
inandığı gibi yaşamayanlar,yaşadığı gibi inanmaya başlarlar.
Görüş belirtin!
Eleştiri Nedir?
Dahası...
Sponsor
Sayfalar
Son Görüşler
Meta
Bağlantılar
Volkan.me
Kategoriler
Arşiv
Son Yazılar
Çok Yorumlananlar
Rastgele yazılar